»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»
Johann Sebastian Bach
(1685-1750)
Besteci, Eğitmen
»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»
Johann Sebastian Bach Alman barok müzik bestecisi ve orgcudur.
Bach, köklü Alman stillerini özellikle İtalya ve Fransa gibi dış ülkelerden aldığı ritimlerin, formların ve yapıların adaptasyonu ve kontrpuan, armoni, müzikal motiflerin organizasyonundaki ustalığıyla geliştirmiştir. Bach'ın besteleri arasında Brandenburg Konçertoları, Goldberg Varyasyonları, Si minör Missa, 2 Passion ve 200 tanesi günümüze kadar ulaşmış 300'den fazla kantatı kapsamaktadır.
Bach'ın müziğine teknik hâkimiyeti, artistik güzelliği, entelektüel derinliği sayesinde büyük saygı duyulmuştur. Bach, 19. yüzyılda müziğinin tekrar çalınmaya başlaması ve ilginin tekrar canlanmasına kadar kendi döneminde büyük bir besteci olarak bilinmemiş, hatta zamanında demode bulunmuş ancak kendisine bir orgcu olarak büyük saygı duyulmuştur. 19. yüzyıldan beri dünyanın en büyük bestecilerden biri olarak kabul edilir.
Bach ailesi
Hemen hemen bütün bireyleri müzisyen olarak yetişmiş ve yüzyıllarca sürmüş uzun bir sülalenin en yüksek doruğunu oluşturan Johann Sebastian Bach yalnızca soyadı ile 'Bach' olarak anılabilir; çünkü bu büyük ailenin diğer üyeleriyle karşılaştırılamayacak kadar büyük bir sanatçı olmuştur. Bach ailesi, 16. ve 17. yüzyıllar boyunca ailenin doğan her ferdini müzisyen olarak yetiştirmiş ve eğitmiştir. Dededen toruna her birey birbirine müzikle bağlanmıştır denilebilir.
Ailenin, yaşamı hakkında bilgi edinilebilen ilk üyesi Veit (Vitus) Bach (c. 1550-c. 1619), değirmencilik ve fırıncılık yaparak hayatını kazanan bir zanaatkârdı. Protestanlığın Alman topraklarında yayılmasının önüne geçilmesine çalışıldığı bir dönemde yaşadığı için bir süreliğine doğduğu toprakları terk edip Macaristan'a sığınmış, ardından yeniden Gotha yakınlarındaki Wechmar kasabasına dönerek mesleğini sürdürmüştü.
Veit Bach'ın oğlu Hans Bach, aşağı yukarı 1580'de doğup 1626'da vebaya tutularak ölmüştür. Halıcı ustasıydı. Aynı zamanda köy çalgıcılığı yapardı. Şen, neşeli bir adamdı. Oğullarından biri olan Christoph Bach (1613-1661) Erfurt ile Arnstadt'da müzisyendi. Hans'ın ikiz oğullarından Johann Ambrosius (1645-1695) Erfurt ile Eisenach'da kemancıydı. Johann Sebastian Bach ise Johann Ambrosius'un oğludur. Bach ailesi o kadar çok müzisyen yetiştirmiştir ki “Bach” demek sanki müzisyen demek olmuştu. Bach ailesi aralarında sık sık toplanır ve müzik toplantıları yaparlardı. Bu toplantılara Bach ailesinden 120 kadar birey geldiği olurdu.
Eisenach (1685-1695), Ohrdruf (1695-1700) ve Lüneburg (1700-1702) yılları
Johann Sebastian Bach, 21 Mart 1685'te doğdu, dokuz yaşındayken annesini, on yaşındayken de babasını kaybetti. Bunun üzerine abisi olan orgcu Johann Christoph Bach, öksüz kalan kardeşini büyütme görevini üstlendi. Johann S. Bach, Lüneburg'daki Mattehaus Kilisesi'ne soprano olarak girdiğinde henüz 15 yaşındaydı. O sırada besteci Georg Böhm Lüneburg'da Johannes Kilisesi'nin orgculuğunu yapıyordu. J.S.Bach bu ustadan çok yararlandı. Bach'ın org için yazdığı ilk eserlerde Böhm'ün etkileri görülür.
J. S. Bach bilgisini arttırmaya o kadar hevesliydi ki Lüneburg'da bulduğu olanaklarla yetinemeyerek büyük bestecilerin eserlerini dinlemek için Hamburg'a kadar yürüyerek yolculuk yapmayı göze aldı ve orada Brunckhorst'un yönettiği saray müzisyenlerini dinleyerek sanat gereksinimini karşılamaya çalıştı.
Weimar (1703), Arnstadt (1703-1707), Mühlhausen (1707-1708)
Bach'ın üstlendiği ilk ciddi görev Saksonya-Weimar dükünün orkestrasında kemancılık görevidir. Bu orkestradaki müzisyenler Macar kıyafetleri giyerlerdi. Elbet Bach da öyle yaptı. Bu görevinden aynı yıl çıktı ve Arnstadt'da orgcu oldu. Bu görevde orgu kendi kişisel biçimine göre çalışı kilise yönetiminin hoşuna gitmiyordu ve “Cemaati şaşkına döndürüyorsunuz” şeklinde eleştiriler alıyordu. 1705/1706'da, tanınmış orgcu Buxtehude'yi dinlemek ve her türlü müzik etkinliklerinden haberdar olmak için Lübeck'e gitti. Ancak bu yolculuğunda izin süresini geçirdiği için Arnstadt'daki efendiler onu şiddetle kınadılar. Bununla birlikte belki de dehasını biraz sezmiş olduklarından pek ileri varmayı göze alamadılar.
Oysa Bach, 1707'de onları yüzüstü bırakıp Mühlhausen'deki Blasius kilisesinin orgculuğunu yapmak için Arnstadt'ı terk etti ve burada kaldığı sıralarda kendi akrabası olan Maria Barbara ile evlendi.
Weimar (1708–1717)
Bach, 1708 yılında Weimar Sarayı orgculuğu ile oda müzikçiliği görevine, 1714'te saray orkestrasının birinci kemancılığına atandı. O zamanlar orkestrayı ya baş kemancılar ya da klavsenciler yönetirdi.
1714'te usta bir orgcu olarak açılıp birçok kente gitti ve bu yolculuk sırasında Prusya'nın Kassel kentinde bir dinleti verirken bir eserinin pedal melodisini olağanüstü çaldığından dinletide bulunan ve bir süre İsveç Kralı olan Hessen Dükü Friedrich kendinden geçercesine coşarak parmağındaki değerli yüzüğü çıkarıp Bach'a hediye etmiştir.
Bach Weimar'da iken Marchland adında Parisli bir usta orgcu ve klavsenci Almanya'da bir dizi dinletiler veriyordu. Bu kişi fazlaca övünen ve parlak çalmak haricinde yüzeysel bir çalış biçimi olan biriydi. Dresden'de saraylılar önünde bir klavsen dinletisi vererek o denli büyük başarı kazanmıştı ki yüksek bir ücretle sarayda tutulması istenmişti. Saray görevlilerinden Volumier adında bir Belçikalı Bach'ın üstünlüğüne inandığından Parisli ustayla boy ölçüşmek üzere Bach'ı çağırttı. İki usta arasında yarışma yapılacağı halka duyuruldu. Fakat Bach yarışma yerine geldiğinde rakibi Marchland'ı orada göremedi. Çünkü rakibi başına gelecekleri önceden değerlendirip yarışmaya katılmamıştı. Bu olaydan sonra Bach'ın onuru ve ünü bir kat arttı. Ama kendisi her türlü gösteriş eğiliminden uzak, alçak gönüllü bir insan olduğundan bu olaya önem vermedi. Hatta bu olaydan söz ederek kendisini kışkırtmaya çalışanlar olduğunda Bach hemen sözü başka konuya kaydırır, Marchand olayını kapatırdı.
Bach 1717'de Samuel Drese'den açılan Weimar sarayı kapel ustalığına kendisinin getirilmeyişine çok sinirlendi ve öfkesini o kadar şiddetle açığa vurdu ki Weimar dükü onu dört hafta hapsetti.
Köthen (1717-1723)
Bundan sonra Bach yine 1717 yılında Anhalt dükü Leopold'un Köthen'deki sarayında oda müziği şefi oldu. Köthen'de org bulunmadığı gibi koro da yoktu. Yalnız orkestra ile oda müziği grupları vardı. Bundan dolayı Bach yalnız orkestra ve oda müziği eserleri bestelemeye başladı. Zaten yaşamı boyunca aldığı çeşitli görevler hep onun müzik yaratıcılığını etkilemiş ve kendisi hangi görevde bulunuyorsa orada eline geçen olanaklara göre eserler bestelemiştir. İşte Bach'ın en önemli eserleri arasında kabul edilen Brandenburg Konçertoları bu sıralarda yazılmış eserlerdir.
Bach, Georg Friedrich Händel'i çok beğeniyor ve onunla buluşmayı çok istiyordu. Ama hayatı boyunca bunu başaramadı. 1719'da Händel, Londra'daki Haymarket Operası için eserler yazmak üzere Almanya ve İtalya'yı dolaşmaya çıkmıştı. Bach bu dolaşmalar sırasında Händel'in Halle'ye uğradığını haber alınca sadece onu görmek için Halle'ye gitti. Fakat Bach oraya ulaştığında Händel'in kentten ayrıldığını öğrendi ve boş boş dönmek zorunda kaldı.
Händel 1729'da yeniden Halle'ye gelmişti. Fakat Bach o sıralarda yolculuğa çıkamayacak kadar hasta olduğundan dolayı en büyük oğluyla bir haber gönderdi ve Händel'i Leipzig'e davet etti. Fakat ne yazık ki Händel bu davete uyamadı. Händel'in son yolculuğu Bach'ın ölümüyle sonuçlanan 1750 yılına rastlar.
1720'de Köthen Dükü, Bach ile birlikte Karlsbad'da dek bir yolculuk yaptı ve bu yolculuktan geri döndüklerinde Bach karısının ölmüş ve toprağa verilmiş olduğunu öğrendi.
Artık Köthen'de kalmak istemiyordu çünkü o güne dek müziğe büyük önem veren ve Bach'a derin bir saygı besleyen dük 1721'de Anhalt - Bernburg soyundan genç bir prensesle evlenmiş ve Bach'ın söylediğine göre bu prenses kocasını müzikten uzaklaştırmış ve başka konulara yöneltmişti. Bundan dolayı Bach Köthen'de sıkılmaya başladı.
Bununla birlikte karısının ölümünden bir buçuk yıl kadar sonra ve dükün evlenmesinden bir hafta önce değerli bir şarkıcı olan ve henüz 20 yaşında olan Anna Magdelena Wilcke ile evlenmişti. Bach'ın Köthen'den ayrılışının nedeni yalnızca dükün müziğe olan ilgisizliği değildi. Köthen halkının çoğu Kalvinist olduğundan kentteki en iyi okul da Kalvinist okuluydu. Bach Luther'ci olduğundan dolayı en büyüğü 12 yaşında olan çocuklarını Kalvinistler okuluna göndermek istemiyordu.
Leipzig (1723-1750)
Leipzig'deki Thomas Okulu ve kilisesinin kantoru ya da başka bir deyişle koro şefi ve öğretmeni olan Johann Kuhnau 1722'de öldü. Açılan kantorluk için başvuran altı kişi arasında Georg Philipp Telemann kilise yönetim kurulunca ötekilere yeğlenerek oybirliği ile seçildi. Fakat Telemann bu görevi kabul etmedi. O zaman Bach'ın adı ileri sürüldü. Ama kurul ölen Kuhnau'nun öğrencilerinden Cristoph Gaupner'in atanmasını uygun gördü. Gaupner, Darmstadt dükünün sarayında müzik yöneticisiydi. Dük, onun ayrılmasına kesinlikle izin vermeyince Thomas kilisesi ile okulun arasında bir yarışma yapıldı. Bu yarışmada Bach başarı gösterdiyse de yönetim kurulu Gaupner'den ümidi kesmediğinden birkaç ay daha beklemeyi yeğledi. Sonunda Gaupner'den kesin ret yanıtı geldi. Bunun üzerine kurul “en iyi müzisyenleri elde etmeye olanak bulamadığından dolayı orta nitelikli müzisyenlerden seçmek zorunda kaldığını” belirterek Bach'ın atanmasını onayladı.
Oysa Bach da Thomas kilisesinin kantorluğuna pek istekli değildi. Dostlarından Georg Erdmann'a yazdığı bir mektupta, daha yüksek bir konumu olan kapel ustalığından kantorluğa geçmenin pek hoş bir şey olmadığını yazıyor. Bu konuda etken olan neden çocuklarının öğrenimi idi.
Bach'ın Thomas Kilisesi kantorluğuna atanması sırasında bu kilise yangında yanmış olan eski St. Bonifaz Kilisesi'nin yerine yapılmış yeni bir yapı idi. Elbet orgu da yeniydi. (Şu anda yaklaşık 300 yıllık olan bu org kullanılmamaktadır. Yalnız bazı parçaları anı olarak saklanmaktadır).
St. Bonifaz Okulu 1212 yılında kurulmuştu. Bu okulun yönetimi 1543'de kent yönetim kuruluna geçmiştir. Bach'ın kantorluğa atanması sırasında yönetim kurulu, rektör, rektör yardımcısı kantor ile beş kişiden oluşuyordu. Rektör ile kantorun konutları okul içindeydi. Kantor dört sınıfın öğrencisi ile ilgilenirdi. Bu dört sınıfta 55 öğrenci vardı.
Bach, Thomas Okulu'ndaki öğrencilere Perşembe dışında her gün toplu olarak koro dersi verirdi. Perşembe günü ise öğrenciyle birlikte kiliseye giderdi.
Leipzig'deki kiliselerin koridorlarına Thomas Okulu koro sağlardı. Bundan başka Thomas ile Nikolai kiliselerinde orkestra eşlikli dinleti geleneği vardı. Her iki kilisenin birer orgcusu bulunuyordu. Thomas kilisesindeki koro ve orkestrayı kantor yönetirdi. Olağan Pazar günleri mutlaka iki kiliseden birinde kantat seslendirilirdi.
Bach kantorluk görevinden başka bir de Thomas Okulu'nun dördüncü ve üçüncü sınıflarına Latince dersi vermekle yükümlüydü. Ayrıca üniversitenin resmi törenlerine akademik müzik şefi olarak katılmak, okulun belli öğrencilerine olağan koro dersi dışında org, klavsen, keman öğretmek de onun görevleri arasındaydı. Bunca çalışmaya karşın eline geçen para çok azdı.
Sanatçı 28 Ekim 1730 günü Georg Erdmann'a yazdığı bir mektupta şöyle diyor:
“Şimdiki yıllığım 700 thaler kadardır, arada ek gelir olursa artar. Bu da gömülen cenazelerin sayısına bağlıdır. Havalar sağlığa uygun gidince ek gelir azalıyor. Söz gelimi geçen yıl cenaze sayısı eksildiğinden dolayı ek gelirden 100 thaler içeri girdim. Thüringen'de 400 thaler alırken daha iyi geçiniyordum. Burada iki katı elime geçiyor olsa da yaşamın pahalılığından dolayı yine de sıkıntı çekiyorum. Size aile durumumu anlatayım: İlk eşim Köthen'de öldüğünden dolayı ikinci kez evlendim. İkinci evliliğimden bir oğlum ile iki kızım sağdır. Büyük oğlum hukuk okuyor. Ötekisi birinci sınıfta, biriyse ikinci sınıfa devam etmektedir. En büyük kızım daha evlenmemiştir. İkinci evliliğimden olan çocuklar henüz çok küçüktürler: oğlanların en büyüğü altı yaşında. Fakat hepsinin müziğe ilgileri var. Ailemle bir çalgı grubu kurabileceğimize eminim. Özellikle şimdiki karımın güzel bir soprano sesi var, büyük kızım da iyi şarkı söyler.”
Son yılları ve ölümü (1747-1750)
Leipzig'e döndükten sonra Sebastian Bach'ın gittikçe artan hastalıkları kendisini de yakınlarını da endişelendirmeye başlamıştı. Özüne karşı pek sert davranan Bach ilk sıralarda bu rahatsızlıkları iki kat etkinlikle alt etmeye uğraştı. Fakat bu sefer ilaçlar yetersiz kalıyordu. Gözlerinden çok rahatsızdı. Eskiden beri miyop olan gözleri fazla çalışmaktan ve notaları kopyalamaktan yorulmuş, yavaş yavaş görmez olmaya başlamıştı. 1749'da gözlerine yapılan ameliyat başarısızlıkla sonuçlanarak tamamen kör olmasına yol açtı.
Bach'ın körlüğü cesaretini, sabrını ve dinsel inancını hiç sarsmadı. O yine çalışmalarını sürdürüyordu. Gözlerinden dolayı karanlık bir odada kalmaya mahkûm olmasına karşın damadı ve öğrencisi Johann Christoph Altnickol'a son koral'ini söyleyip yazdırıyordu. Bu koral “En büyük sıkıntılara düştüğümüzde” (Wenn wir in höchsten Nöthen sein BWV 641) sözleri ile başlıyordu. Bach ölümünün yaklaştığını hissedince o koralin başına “Tanrım işte katına çıktım” tümcesini yazdırmıştır.
Ölümünden yaklaşık on gün önce gözleri yeniden görmeye başladıysa da bu iyileşme pek geçici kaldı. Sonunda yüksek ateşle bir inme geldi ve yapılan sağaltım yarar sağlamayarak 28 Temmuz 1750 akşamı saat dokuza çeyrek kala 65 yaşında hayatını kaybetti.
Stili
Bach, erken yaşlardan itibaren Barok döneminin müzikal çağdaşlarının ve önceki nesillerin eserlerini incelemiş ve bu etkiler müziğine yansımıştır. [98] Çağdaşları Händel, Telemann ve Vivaldi gibi Bach da konçertolar, süitler, reçitatifler, da capo aryalar ve dört sesli koro müziği besteledi ve sürekli bas üzerine çalıştı. Bach'ın müziği, çoğu zaman tek bir eserde armonik olasılıkları kapsamlı bir şekilde araştırarak, şaşırtıcı derecede disonans akorlar ve geliştirmeler kullanır.
Bach'ın yarattığı yüzlerce dinsel eser genellikle sadece zanaatını değil, aynı zamanda Tanrı ile gerçekten dindar bir ilişkiyi gösterir. Bach'ın inancı Alman Lüteryen Pietizm'inin etkisindeydi, bu inancı Tanrı ve bilim arasında bağlantı kurmasına kucak açıyordu.[8] Bach, opera dışında zamanının hemen hemen her türünde sanatsal ve teknik olasılıkları araştıran birçok eser yazdı veya dikkatle derledi. Örneğin, İyi Düzenlenmiş Klavye, her biri Majör ve minör anahtarlarda bir prelüd ve füg sunan, baş döndürücü bir çeşitlilik gösteren yapısal, kontrapuntal ve fügal teknikleri gösteren iki ciltten oluşur.