»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»
Frédéric François Chopin
(1810-1849)
Piyanist, Besteci
»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»
Frédéric François Chopin Polonyalı piyanist ve bestecidir.
Romantik dönemde yaşamış olup genellikle piyano için eserler yazmıştır. Çağdaşlarına göre "oldukça farklı bir profesyonel teknikle ve şiirsel zeka gerektiren çalışmalar" yaptığı için dünya çapında ün kazanmıştır. Chopin o zamanlar Varşova Dükalığı'na bağlı olan Varşova'da doğdu ve büyüdü. Doğumundan 5 yıl sonra yani 1815'te Varşova, Polonya Birliği'ne bağlandı. Bir harika çocuk olarak müzik eğitimini Varşova'da tamamlamış ve yine ilk bestelerini de bu şehirde vermiştir. Kasım 1830 İsyanı'ndan önce Polonya'dan ayrıldı.
21 yaşında Paris'e yerleşti. Burada yaşadığı 19 yıl boyunca sadece 30 açık hava konseri vermiş olup daha çok kapalı mekanlarda ve az sayıda seyirci önünde performansını sergilemeyi tercih etmiştir. Geçimini kendi yaptığı besteleri satarak ve özel piyano dersleri vererek kazanmıştır. Onun piyano dersi oldukça rağbet gören bir uğraştı.
Chopin, kendisi gibi besteci olan Franz Liszt ile tanıştı ve ardından Liszt'in çağdaşlarından etkilendi. 1835 yılında Fransız vatandaşlığını aldı. Polonyalı sanatçı Maria Wodzińska ile 1836 - 1837 yılları arasında geçen bir nişanın ardından Fransız yazar George Sand ile sıkıntılı bir ilişki sürdürmüştür. 1838'de Sand ile birlikte Mayorka'ya yaptığı kısa ziyareti, onun müzik açısından en verimli dönemlerinden biri olmuştur. Son yıllarında bir hayranı olan Jane Stirling tarafından parasal destek almıştır. Stirling onu daha sonra 1848 yılında İskoçya'ya götürmüştür. Hayatı boyunca çeşitli sağlık sorunlarından muzdaripti. 39 yaşına girdiği 1849 yılında Paris'te hayatını kaybetti. Ölüm nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber verem üstünde durulmaktadır.
Chopin'in bütün besteleri piyano içermektedir. Büyük bölümü solo piyano olmakla beraber, iki piyano konçertosu, birkaç oda müziği ve Lehçe şarkılar yazmıştır. Tuş takımı kendine özgü olmakla birlikte teknik açıdan zahmetli bulunur. Kendi performansları oldukça nüans ve dokunaklı olarak kayıtlara geçmiştir. Enstrümental ballad konsepti Chopin tarafından icat edilmiştir. Önemli piyano çalışmaları arasında mazurkalar, valsler, nocturnelar, polonezler, etütler, impromptular, prelüdler, sonatlar vardır. Bazıları ancak Chopin öldükten sonra yayınlanmıştır. Besteleme stilinde Polonya halk müziği, Bach, Mozart ve Schubert'in klasik etkileri ile birlikte etkisini gösterir. Tarz, müzikal form ve armonideki yenilikler ile milliyetçilikle olan ilişkisi hem Romantik dönem boyunca hem de sonrasında etkisini göstermiştir.
Chopin'in müziği, müzik piyasasındaki konumu, politik ayaklanmalarla olan ilişkisi, hayat aşkı ve erken ölümü, onu Romantik çağın önde gelen figürlerinden birisi yapmıştır. Besteleri hâlâ popüler olarak kullanılmakla beraber, birçok film ve biyografinin de konusu olmuştur.
Çocukluk
Fryderyk Chopin, Varşova'dan 46 kilometre uzaklıktaki Żelazowa Wola köyünde doğmuştur. Chopin, kuruluşu Napoleon tarafından yapılan Varşova Dükalığı yönetimi altında doğmuştur. Kilise vaftiz kayıtları, doğum gününü 22 Şubat 1810 olarak gösterirken, ismini Latin formda Fridericus Franciscus şeklinde vemiştir. (Lehçe: Fryderyk Franciszek) Fakat Chopin'in kendisi ve ailesi doğum gününü "1 Mart" olarak kullanmışlardır. "1 Mart" tarihi artık doğru tarih olarak kabul edilmektedir.
Fryderyk'in babası, Nicolas Chopin, 1787 yılında henüz 16 yaşındayken Polonya'ya göç eden Lorraine bölgesinden bir Fransızdı. Nicolas Polonya aristokrasisinin çocuklarına öğretmenlik yaptı ve 1806'da Justyna Krzyżanowska ile evlendi. Justyna çalıştığı Skarbeks ailesinin fakir bir akrabası idi. Fryderyk 23 Nisan 1810 gününe denk gelen Paskalya bayramı'nda vaftiz edildi. Brochow'daki bu kilise aynı zamanda annesi ve babasının da evlendiği yerdi. Adını alan 18 yaşındaki vaftiz babası Fryderyk Skarbek, Nicolas Chopin'in de öğrencisiydi. Fryderyk çiftin ikinci çocuğu ve tek oğlu idi. Chopin'in Ludwika (1807–55) isminde bir ablası, Izabela (1811–81) ve Emilia (1812–27) adında iki küçük kız kardeşi vardı. Nicolas kendini vatanına adamış bir insandı ve ev içerisinde Lehçe konuşulmasına özen gösteriyordu.
Fryderyk doğduktan 6 ay sonra, Ekim 1810'da aile Varşova'ya taşınır ve baba Nicolas Chopin Varşova Lisesi'nde Fransızca öğretmenliğine başlar. Fryderyk ailesi ile birlikte Varşova Lisesi'nin binasının bulunduğu Sakson Sarayı'nda ailesi ile birlikte yaşamaya başlar. Baba flüt ve keman çalarken, annesi piyano çalardı ve Chopin'in daha sonra kalacağı evde öğrencilerine ders verirdi. Chopin'in narin bir yapısı vardı, hatta çocuklukta çeşitli hastalıklara karşı çok hassastı.
Fryderyk bizzat annesinden piyano eğitimi almış olabilir fakat onun profesyonel müzik hocası - 1816 - 1821 arasında - Çek piyanist Wojciech Żywny'ti. Ablası Ludwika da sıklıkla Żywny'den ders aldı ve kardeşi ile beraber birçok düet yaptılar. Harika çocuk olduğu o yıllarda anlaşılmaya başlandı. Henüz 7 yaşındayken açık hava konserleri vermeye başlayan Chopin, yine 1817 yılında biri sol minör diğeri si bemol major olmak üzere iki polonez bestelemiştir. 1821'de yayınlanan sonraki A bemol major'den oluşan bir polonez, hocası Żywny'ye adanmış olmasının yanı sıra, Chopin'in günümüze ulaşabilen en eski el yazmasıdır.
1817'de Sakson Sarayı'na Varşova'nın Rus valisi tarafından askeri amaçlar gerek gösterilerek el kondu ve Varşova Lisesi bunun üzerine şu anda Varşova Üniversitesi'nin rektörlük binası olarak kullanılmakta olan Kazimiers Sarayı'na taşındı. Bunun üzerine Fryderyk ve ailesi de bu yeni binaya taşındılar. Bu süreçte, Fryderyk bazen Belveder Sarayı'nda oturan Büyük Dük Konstantin'in oğlu ile oyun arkadaşlığı yapmak için çağrılıyordu. Fryderyk Dük için piyano çalardı ve onun adına marş da yazmıştır. Polonyalı şair Julian Ursyn Niemcewicz "Nasze Przebiegi" ("Bizim Söylevlerimiz", 1818) adlı dramatik eglog'unda "küçük Chopin"in popülerliğini doğruluyordu.
Babası Fransız, annesi Polonyalı olup ömrünün büyük kısmını şöhretini kazandığı Paris'te geçirmesine ve klasik müzik literatüründe Fransız ismiyle anılmasına rağmen gönlü her zaman o dönem Rus işgali altındaki vatanı Polonya'da olmuştur. Bu durumu ile Chopin devrinin önemli karakterlerindendir. Millî sınırların üzerinde bir müzisyendi denebilir. Zaten 19. yüzyılda ortaya çıkan yeni tip bir sanatkarın veya dahi virtüozların hali millî bir sanatkar olmaktan çok evrensel bir sanatkar olmaktır.
Chopin, tam anlamıyla romantik bir sanatkar fakat yine yaratılış bakımından bambaşka bir insandı. Besteciliği bunu en açık şekilde gösterir. Pek az eseri istisna edilirse besteciliği tamamen piyanoya vurmuştur. Piyanodan kendini gösteren yeni tınlama imkânları çıkarmış, ayrıca devrinin henüz ulaşamadığı tınıları bile keşfetmiştir. Bununla birlikte armonilerinin geniş ve zengin ifade sahası, çok farklı üstünlüğünü, bu melodiler ve onların ortaya konuşunda beliren ritimlerin özel bir serbestlikle düzenlenişi ve sonunda lirik şiire has bir tattan gelişerek yükselen ifade yeteneği gibi nitelikleriyle, Chopin’in Fransız müziğinin ancak çok daha sonra varabildiği özelliklerin ilk hatlarını tespit etmek mümkündür.
Ne kadar uzakta yaşasa da derin bir hisle vatanına daima bağlı kalmıştır. Kendisinden önce konser salonlarında görülen mazurka ve polonezleri folklör statüsünden çıkarıp sanat seviyesine yükselten odur.
Eğitim
Gerçekte, yeteneği küçük yaşta beliren ve genç yaşta olgunlaşan bu müzisyen de çalışma yolunu tutmak zorunda kaldı. Beethoven’ın öldüğü sene Joseph Elsner’in öğrencisi olarak Varşova’da genel dikkat ve ilgiyi üzerine çekti. Viyana’da kaldıktan sonra Temmuz Devrimi sırasında Paris’e geldi. Orada piyanist olarak ünlendi ve adı Avrupa'nın her tarafına yayıldı. Besteciliği de orada gelişti ve yükseldi. 1837-1847 arasında Fransız yazar George Sand (Barones Dudevant) ile inişli çıkışlı bir ilişki yaşadı. Ömrü boyunca kırılgan ve zayıf olan bedeni 1849'da tüberküloza yenik düştü. Cenazesinde kendi bestelediği Marche Funébre-Cenaze Marşının (2.Piyano Sonatı-3.Bölüm) değil Mozart'ın Requiem'inin çalınmasını istedi. Paris'te Pére-Lachaise mezarlığında gömülüdür. Sanatçının kalbi ise Varşova'da bir kilisede bulunmaktadır.
Chopin’in yeni bir fikri aristokrasisinin temsilcisi olarak gören Schumann genç besteciyi sonsuz takdir ifade eden şu sözlerle alenen selamlıyordu: “Şapkalarınızı çıkarın baylar, bir dahi geliyor. Şair olmak için kocaman ciltler doldurmak gerekmez; bir iki şiirle bu unvana layık olabilirsin. Chopin de böyle şiirler yazmıştır”.
Impromptu (1991) isimli film kendisi ile George Sand'in tanışmasını konu almaktadır. Filmde Chopin'i BAFTA ve Altın Küre ödüllü aktör Hugh Grant canlandırmıştır. Filmde Judy Davis (George Sand) ve Emma Thompson da rol almıştır.
Chopin tüberküloz nedeniyle 1849'da hayata gözlerini yummuştur.